4 Mart 2013 Pazartesi

Canım OKSİTOSİNim :)

Kadınların en ufacık ten temasından sonra bağlanmasının nedeni nedir? Erkekler daha çok mu aldatır? Mutluluğun bir molekülü var mı ? İnsanlar iyi ve kötü diye ayırılır mı? Beynimiz oksitosin ile dolup taşarken neler hissediyor? Güven duyduğumuz insanlara karşı tüm engelleri neden kaldırırız?Bir hormon düşünün ki bütün ahlaki değerlerin kilidini açabilsin !!!!

Canım OKSİTOSİNİM :)

Oksitosin kadın üreme hormanlarından biri , salımının arttığı durumlara dayanarak doğum veya SARILMA hormonu diyenler de var.Özellikle sarılma gibi samimi fiziksel yakınlaşmalarda artıyor.Sevgilinizle , annenizle yada çocuğunuzla sarıldığınız andan itibaren artarak sizi ısıtmaya başlıyor. Annelerin süt verirken hissettiği yakınlık , sıcaklık ve sukunet halini de oksitosin sağlıyor. Süt alışını ve doğumu kontrol ediyor ,geçici ama rahatlatıcı bir his veriyor. Kadınlarda erkeklerden daha çok bulunuyor. Kadınların tek gecelik ilişkilerden sonra  bile yoğun  bağlanma ve güven duygusu hissetmesinin nedeni , SEKS esnasınta artıyor olması. Erkeklerde ise durum farklı . Onlar seks sırasında TESTESTERON salgıladıkları için oksitosin baskılanmaya başlıyor. Dolayısıyla bir taraf aşk iksiriyle hayallere dalarken diğer macerayı orada noktalıyor.

Oksitosin hem türk yazarlar hem de yabancı yazarlar sayesinde sık sık karşıma çıkar olunca , üstüne Aşk doktoru lakaplı Paul Zak ın TED Konferansı konuşmasını dinleyince biraz daha araştırma yapıp blogumda yazmaya karar verdim.

Tam o sıralarda Michel Reynaud un "Aşk Hafif bir uyuşturucudur " kitabını okumaya başladım. Sanırım AŞK la ilgili hayatımın en ilginç kitabını okuyorum. Aslında bu kitap bir aşk romanı değil ,  Reynaud un , ki kendisi Paul Brousse Üniversitesi Psikiyatri ve Bağımlılık Anabikim Dalı başkanı yanı  bir bilim adamının aşkı bilimsel olarak anlatması. Aşkın , alkol veya uyuşturucu bağımlılığı gibi tedavi eldilebilir olması aslında ilginç olan.Kitapta Oksitosinin aşkın gerçekleşmesini sağlayan en etkili hormonlardan biri olduğundan bhsediyor Reynaud.

Oksitosine Paul Zak ile  geri dönecek olursak " oksitosinin bütün ahlaki değerlerimizin temel taşı olduğunu söyleyebiliriz. Beyin ve kana nüfuz eden bu kimyasal taşıyıcının , ahlaki davranışların anahtarı olduğunu söyleyen Zak , burundan sentetik oksitosin vererek yaptığı deneylerin sonucunda insanların daha CÖMERT ve DUYARLI olduğunu gözlemlemiş. Ayrıca güven duygusu ve oksitosin arasında da bağlantı var. Oksitosini arttırmak için yapılması gereken şey güven işareti vermek . Karşısındakinin kendisine güvendiğini hisseden kişi oksitosin salgılıyor. Bu durumda direnişi kırılıyor ve aldatma ihtimali azalıyor. Yani GÜVEN DUYULAN KİŞİ DAHA GÜVENİLİR oluyor. Zak , hem bireysel hem de kolektif mutluluk için yapmamız gereken iki şey olduğunu söylüyor:

  • Oksitosini arttıran yollar aramak
  • Oksitosinin salımını engelleyen hormonların etkisini azaltacak çözümler bulmak.
Tüm bu bilgilere ek olarak dünyadaki insanların %5 inde oksitosin hiç bir şekilde salgılanmıyor ve bu insanlar psikopatlara benzer özellikler sergiliyorlar.
Oksitosin salgısını arttırmak için Zak ın önerdiği en kolay yöntem SARILMAK . Günde sekiz kucaklamanın oksitosin seviyemizi arttırarak bizi daha mutlu edeceğini ve her yönden iyi ilişkilere sahip olacağımızı söylüyor.
Masaj yaptırmak , dans etmek , dua etmekte oksitosin seviyesini yükselten yöntemler. Bunun dışında Facebook ve twitter üzerinden etkileşimde oksitosin seviyesini olumlu yönde etkiliyor. Yani bizi yanlızlaştırdığı söylenen sosyal medya aslında tam tersine mutluluğumuzu arttırıyor.